ANTİDEPRESAN İLAÇLARIN ETKİ VE YAN ETKİLERİ NELERDİR ?
Antidepresan ilaçlar başta depresyon hastalığı olmak üzere ruhsal hastalıklarda kullanılan ilaç grubunun adıdır.
Depresyon günlük olağan can sıkıntısı veya moral bozukluğundan farklı olarak,en az iki hafta süren ruhsal çökkünlük, değersizlik ve yetersizlik duyguları, gelecek hakkında ümitsizlik, aşırı iştah veya iştahsızlık, uyku bozukluklar ( uykusuzluk, aşırı uyku hali, uyku bölünmeleri vb) , halsizlik, düşünce içeriğinde ve hareketlerde yavaşlama, yaşamın sonlanması düşünceleri ile karakterize bir bozukluktur. DSM 5 e göre depresyon bozuklukları şiddetine ve hastalığın özelliklerine göre farklı kategorilere ayrılmaktadır. (majör depresyon,yıkıcı duygudurum düzensizliği bozukluğu, distimi,premenstrüeldisfori,madde ve ilaca bağlı veya başka bir hastalığa bağlı depresyon bozukluğu gibi) Depresyon bozukluklarının belirti ve bulguları hastalığın türüne ve şiddetine ( ağır,orta, psikotik özellikler gösteren vb.)tekrarlama durumuna ve süresine,tedaviye direncine göre ve kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bir hastaya depresyon tanısı konulabilmesi için belirtilerin en az iki haftalık bir süredir devam ediyor olması da önemli bir ölçüttür.
Antidepresan ilaçlar depresyon bozukluklarının dışında anksiyete (kaygı) bozukluklarında (panik atak, sosyal fobi vb.) ve obsesif kompulsif bozukluk, somatizasyon bozuklukları, yeme bozukluklarında da kullanılmaktadır.
Ruhsal hastalıkların tedavisinde çoğunlukla psikoterapi uygulamaları ile beraber farmakoterapi yani ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Antipsikotikler, antidepresanlar, kaygı giderici ilaçlar, duygudurum düzenleyici ilaçlar, betablokerler, nöroleptikler ve diğer ilaçlar tedavide kullanılmaktadır. Bu ilaçlar doktor istemi ile bazen tekbaşlarına bazen de diğer ilaçlarla beraber kullanılmaktadır.
Doktorlar, ilaçların birlikte kullanım kararını ve ilaç seçimini; hastalığın özelliklerine, hastanın özelliklere, hastalığın şiddeti, belirti ve bulgularına,kişinin yaşına,diğer sağlık problemlerineve ilaçlar arasında etkileşim olup olmadığına göre belirlemektedir.
ANTİDEPRESAN İLAÇLARIN ETKİLERİ
Antidepresan ilaçlar kabaca, beyindeki sinir hücrelerinin arasındaki iletişimi sağlayan, elektrik sinyalini bir hücreden öbürüne geçiren nörotransmitter adını verdiğimiz kimyasal maddelerin (serotonin, dopamin ve norepinefrin) miktarını veya bu kimyasalların sinir hücrelerindeki reseptör denen alıcılara etkilerini değiştirerek etki gösterirler. Serotonin, dopamin gibi nörotransmitterler duygu durumumuzu, düşünce biçimimizi ve davranışlarımızı etkiler ve iyi hissetmemizi sağlar. Bu maddeler beyinde doğal olarak üretilir fakat psikiyatrik bozukluklarda üretimleri veya beynin ilgili bölgelerinde dağılımları düzensizleşebilir veya normalden az miktarlara düşebilir.
Antidepresanlar kendi aralarında da etki mekanizmasına göre gruplara ayrılırlar. En sık kullanılan seçici serotonin geri alım inhibitörleri ya da SSRI’lar, Seçici serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri veya SNRI’ler, Trisiklik ve tetrasiklik antidepresanlar, Monoaminoksidaz inhibitörleri (MAOI’ler) gibi.
Antidepresan grubu ilaçlar mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. İlacın başlangıç dozu doktor tarafından belirlenmelidir. Diğer ilaçlarda olduğu gibi antidepresan ilaçlarda da diğer ilaçlar ile etkileşim söz konusudur.
Antidepresan ilaçların yan etkilerine yönelik ve bağımlılık yaptığına dair yaygın kaygılar bulunmaktadır. Antidepresan ilaçlar anlık sakinleştirip rahatlatan, kişide uyuşturucu madde etkisi yapan ilaçlar değillerdir. Etki süresi kişiden kişiye ve bazı faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterse de genellikle iki hafta sonra başlar.
Antidepresan ilaçların bağımlılık yaptığı kanısına genellikle tedavinin sonlandırılması aşamasında, hastaların ilaçlarını ani olarak kesmelerine bağlı gelişen “çekilme belirtileri” denilen bulgular neden olmaktadır. Bu nedenle tedavinin başlangıcında, takibinde ve sonlandırılmasında hekim kontrolü son derece önemlidir.
Antidepresanlar yeşil reçete veya kontrollü reçete ile satılan ilaçlar grubunda değildir. Ruhsal hastalıkların tedavisinde yeşil reçete olarak kullanılan ilaçlar, hastanın diğer ilaçlara uyumunun kolaylaşması, hastalığın bulgularının hızlıca hafifletilmesi, tedaviye uyumun sağlanması, antidepresan ve diğer ilaçların ilk iki hafta boyunca gelişebilecek yaygın yan etkilerinin daha hafif hissedilmesi, kaygı, korku ve endişenin giderilmesi, intihar düşüncelerinin engellenmesi, iştahın düzenlenmesi, uyku problemlerinin giderilmesi amacı ile kısa süreli olarak verilmektedir. Bu ilaçlar doktor kontrolünde, önerilen doz ve sürede alındığı sürece bağımlılık yapmamaktadır. Ancak ilaç kötüye kullanımı, tedavinin aksaması veya yatkınlığı olan bireyin tedaviyi kendi kararı ile değiştirmesi durumlarında bağımlılık yapabilen ilaçlardır.
ANTİDEPRESAN GRUBU İLAÇLARDA SIK GÖRÜLEN YAN ETKİLER
Antidepresan ilaçlar ile tedaviye başlandıktan sonraki ilk iki hafta ilaç yan etkilerinin en sık görüldüğü dönemdir. Yapılan araştırmalarda psikiyatrik tedavilerin yarıda bırakılması çoğunlukla bu süreçte veya etki başladıktan bir süre sonra hastanın rahatlaması, belirti ve bulguların azalması veya yok olması sürecinde gerçekleşmektedir. Hekimin önerdiği süre ve dozda alınmayan tedavi, hastalığın tekrarlamasına, hastalığın daha dirençli hale gelmesine, tedaviye olan inancın azalmasına neden olmaktadır. Bu tedavi süre ve dozları, hekim tarafından önerilmektedir, ancak bu kararlar aslında binlerce çalışma, hasta deneyimi, yüzlerce kongre ve tartışma ortamı sonrası ortaya çıkan “tedavi kılavuzları” ile netleştirilmekte ve tanımlanmaktadır. Yani aslında bilimsel, tıbbi ve teknik bir bilgi, hekim tarafından hastanın özelliklerine göre bireyselleştirilmektedir. Belirtilerin sıklık ve şiddeti, ilaç yan etkileri ancak hasta ve yakınları tarafından gözlemlenip bildirilebilir. Bu nedenle, tedavinin bireyselleştirilmesi sürecinde dosya izlemi, iyi takip, hasta ve hasta yakınının işbirliği çok önemlidir.
Ruhsal hastalıkların tedavisinde psikoterapilerin yanında psikoeğitim denilen, hastanın hastalık ve tedavi sürecine dair bilgilendirilmesini içeren eğitimler bulunmaktadır. Hekim hastanın kullanmış olduğu ilaçlar ve etki, yanetkileri konusunda hastayı bilgilendirir. Hasta ilaç tedavisine dair endişelerini doktoru ile paylaşmalıdır. İlaç yan etkileri konusunda doktorunu bilgilendirmelidir. Hekim bu doğrultuda hastanın ilaç türünü, dozunu değiştirebilir veya hastaya yan etkileri gidermeye yönelik ek ilaçlar verebilir.
Tedavi sırasında doktor, hastada oluşabilecek yan etkiler ve doz ayarlamasına yönelik ilaç kan düzeyleri, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyon testleri, lipit testleri ve tiroit hormonları gibi ilaç yan etkilerine yönelik tetkikler isteyebilir, UKU YAN ETKİ DEĞERLENDİRME ÖLÇEĞİ gibi, ilaç yan etkilerinin değerlendirildiği ölçekler uygulayabilir. Hastadüzenli aralıklarla izlenmelidir, bu aralıklar iyileşme oldukça arası açılan, belli tahlillerin istendiği süreçlere kadar uzayabilir. Tam iyileşme halinde altı aylık veya yıllık kontrollere dek süreler uzayabilir.
SIK GÖRÜLEN YAN ETKİLER:
Sersemlik, baş dönmesi, mide bulantısı, kabızlık, terleme, ağız kuruluğu, baş ağrısı, kilo kaybı veya kilo alma, kas titremeleri, halsizlik, uyuklama hali, konsantrasyon sorunları, cinsel istekte artma veya azalma, orgazm sorunları, erkeklerde sertleşme sorunları, sık görülen yan etkilerdendir. Bu yan etkiler genellikle ilk iki hafta içinde ortaya çıkar ve ardından kademeli olarak azalır.
Alınan ilacın dozu ve hastanın diğer mevcut hastalıklarına (demir eksikliği, vitamin eksiklikleri vb) bağlı olarak kas spazmları, kaslarda kramp, ellerde titreme,gerginlik, huzursuzluk ve bunaltı hissi, artmış veya azalmış uyku süresi,duygusal umursamazlık, sert veya hızlı nabız,görülebilmektedir. Bu durumda mutlaka hekiminize danışmanız gerekmektedir. Hekiminiz yan etkilerin giderilmesine yönelik doz ayarlamaları yapabilir, el titremesi, kabızlık gibi şikayetlerin giderilmesine yönelik ek tedavi uygulayabilir.
Adet sorunları (kanama miktarında ve süresinde artma, adet görememe vb) , erkeklerde meme dokusunda büyüme, memeden süt gelmesi, İdrar yapmada güçlük gibi şikayetler mutlaka hekime bildirilmelidir.
Bazı antidepresan ilaçlar ışığa duyarlılık ve deride renk değişikliklerine neden olabilir. Cildinizde döküntü kaşıntı, ödem gibi durumlarda hekiminize mutlaka bilgi veriniz.
Her ilaçta olduğu gibi antidepresan ilaçlarda da böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında değişiklikler olabilir. Bu nedenle tedaviniz öncesinde ve tedavi sırasında mutlaka doktorunuzun önerdiği tetkikleri yaptırınız.
Antidepresan ilaçlar uzun vadede yağ ve şeker metabolizmasında değişikliklere neden olabilir.Kan yağlarının yüksek olması kalp damar sağlığı açısından risk teşkil etmektedir. Antidepresan ilaçlar iştahsızlık yapabildiği gibi bazen iştah artışı yapabilirler. Bu nedenle doktorunuzu kilo alımı, iştah durumunuz konusunda bilgilendirerek, doktorunuzun önerdiği beslenme önerilerini mutlaka uygulayınız.
Antidepresan ilaçlar bazı grip ilaçları, bazı mantar ilaçları ve antibiyotikler ile etkileşebilir. Doğum kontrol hapları veya kortizon gibi hormon tedavileri de ilaç ve tedavi sürecini etkiler. Bazı kanser tedavileri hem ilaç seçimini hem dozu değiştirebilir. Ayrıca antidepresan tedavisi sırasında greyfurt suyundan uzak durulması gerekmektedir. Greyfurtta bulunan kimyasal maddeler, ilaçların bağırsakta parçalanmasını sağlayan enzimleri baskılayarak ilaçların parçalanmasını geciktirir. Bu da ilaçların kanda daha çok birikmesine sebep olur ve doza bağlı yan etki riskini artırır. Yine bazı bitki çayları, sarı kantaron kullanımı ilaç dozlarını etkiler.
Ayrıntılı her türlü bilgiyi öncelikli olarak birinci basamak aile hekiminizden veya psikiyatri uzmanınızdan alabilirsiniz.