Mon. Sep 16th, 2024

Blog Rehberlik

Gelecek Yolunda Rehberlik

Duygularımızla Yaşamayı Öğrenmek: Morita Terapisi Nedir?

Gelecek Yolunda Rehberlik

MORİTA TERAPİ NEDİR?

   20. yüzyılın ilk yarısında, Tokyo Jikei Üniversitesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Dr. Shoma Morita (1874-1938) tarafından geliştirilmiş bir psikoterapi modelidir. Japonca “Shinkeishitsu” adı verilen “asabiyet” veya “nevroz” olarak da çevirebileceğimiz Shinkeishitsu (şinkeyşitsu) terimi bir psikiyatri sözlüğünde “bireyi günlük işlerinde engellemeyen, ancak onu dengesiz, tedirgin ve tuhaf kılan bir dizi ruhsal davranış” olarak tanımlanmıştır.”

   Ortaya çıktığı ilk zamanlarda anksiyete nevrozunun tedavisi için uygulansa da zamanla pek çok ruhsal sorunda da bu yöntemden yararlanılmıştır. Morita’nın temelinde; duyguların değiştirilemez doğal süreçler olduğu fikri yatmaktadır. Duyguları bastırmaya veya değiştirmeye çalışmak, onların daha fazla derinleşmesine yol açmaktadır. Bu durum kişinin giderek yaşamdan kopmasına ve sorumlulukların yerine getirememesine yol açmaktadır. Morita terapisi ise böylesi bir durumda kurtarıcı rolüyle kişilere yardım eli uzatmaktadır.

   Morita terapisi duyguları kontrol etmeye çalışmadan kabul etmeyi öğretmektedir. Bunun sebebi ise duyguların eylemlerin sonucu olarak görülmesidir. Morita Terapisine göre hasta hem duygularını kabul eder hem de yeni duygular yaratmayı amaçlar. Bu duygular tekrarla öğrenilir. Örneğin, utanmaya rağmen topluluk önünde sunum yapmak, birkaç kereden sonra giderek bu duygunun aşılmasını sağlayacaktır. Morita terapisi, kişiyi en hızlı biçimde kendi dar dünyasından çıkıp, yaşamın içinde yer almaya çağırmaktadır. Sonuç olarak, Morita terapisi semptomları ortadan kaldırmaz ama bunun yerine kaygılarımızı, korkularımızı, endişelerimizi kabul etmemizi ve onları bırakmamızı öğretir.

   Morita olumsuz duygularını bırakma fikrini aşağıdaki fabl ile açıklamıştır:

“Direğe iple bağlanan bir eşek kendini kurtarmak için direğin etrafında dönüp durunca direğe daha yapışık, hareket edemez halde kalır. Aynı şey kendi korkularından ve rahatsızlıklarından kurtulmaya çalışıp acılarına daha fazla saplanan obsesif düşünme biçimine sahip insanlar için de geçerlidir.”

Nasıl Uygulanmaktadır?

   Dr. Morita, karakteri belirleyenin duygular değil, davranışlar olduğunu belirtmektedir. Morita terapisinde ilk adım duyguların farkına varmak ve bu duygulara yol açan koşulların değiştirilebilir olup olmadığını anlamaktan geçmektedir. Değiştirilebilir koşulları değiştirip, değiştirilemeyecek olanları kabul etmek gerekmektedir. Bunu başarabilmek için yüksek bir odaklanma ve farkındalığa sahip olmak gerekmektedir.

   Morita terapisi, olabildiğince kişiyi en hızlı biçimde kendi kısır dünyasından çıkarıp, dünyada sorumluluk almaya çağırmaktadır. Örneğin, bir kişi yakınını kaybettiğinde, kendini bırakıp acı denizinde boğulmak yerine, en kısa sürede sorumluluklarına sahip çıkmanın, kederle başa çıkmadaki yapıcı bir yolu olmaktadır. Evini, eşini ve çocuklarını ihmal etmemesi, çalışıyorsa eğer vakit kaybetmeden işine dönmesi bu noktada büyük önem taşımaktadır. Morita terapisi, ölümün değişmeyecek bir gerçek; acı, matem duygularınınsa kaçınılmaz olduğunu kabul etmeyi ve onların arkasına saklanmadan sorumluluklarımızı yerine getirmemizi öğütlemektedir.

Morita Kimler İçin Uygundur?

   Anksiyete, sosyal fobi, panik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, dikkat eksikliği, depresyon, ilişki ve aile problemleri, içsel boşluk, ruhsal kökenli bedensel hastalıklar gibi birçok sorunda Morita Terapisi kullanılabilmektedir.

Morita Terapisinin Temel Prensipleri

Duyguları kabul et.

   Obsesif düşüncelere ya da buna benzer sorun yaratan düşüncelere sahip olan bir kişi onları kontrol etmeye ya da onlardan kurtulmaya çalışmamalıdır. Aksi takdirde bu duygular daha yoğun hale gelmektedir. Bunun yerine onları kabul etmek ve hoş karşılamak gerekmektedir. Morita duyguları havaya benzetmektedir: “Onları öngöremez ya da kontrol edemeyiz. Onları sadece gözlemleyebiliriz.” Bu konuyla ilgili Vietnamlı keşiş Thich Nhat Hanh’dan alıntı yapmaktadır: “Merhaba yalnızlık. Bugün nasılsın? Gel ve benimle otur. Seninle ilgileneceğim.”

Yapılması gerekeni yap.

   Semptomları ortadan kaldırmaya odaklanılmamalıdır. Bunun yerine ana odaklanılması gerekmektedir. Özellikle durumu mantık çerçevesinde irdelemekten uzak durulmalıdır.  Terapistin misyonu hastanın karakterini geliştirmektir. Böylece kişi herhangi bir durumla yüzleşebilir özelliğe sahip olmaktadır. Davranışlar insan karakterinin temelini oluşturmaktadır. Morita terapisi hastalarına açıklama yapmamaktadır. Daha çok kişinin kendi eylem ve etkinliklerinden ders çıkarmalarını sağlamaktadır. Deneyim doluyla keşif yapmak hastaya bağlıdır.

Hayatının amacını keşfet.

   Kişi duygularını kontrol edememekte ama eylemlerinin sorumluluğunu alabilmektedir. Bu yüzden kişi hayatının amacıyla alakalı ne istediğine yönelik net bir algı oluşturmalıdır. Kişi her zaman Morita’nın mantrasını akılda tutmalı ve kendisine şu soruları sormalıdır: “Şu anda ne yapmaya ihtiyacım var? Hangi eyleme geçmeliyim?” Bunun başarmanın yolu kişinin kendi içine bakarak hayatının anlamını bulmasından geçmektedir.

Morita Terapisinin Aşamaları

   Morita’nın orijinal tedavisi, on beş gün ile yirmi bir gün sürmekte ve aşağıdaki aşamalardan oluşmaktadır:

Tecrit ve dinlenme ( beş ile yedi gün)

   Tedavinin ilk haftasında, hasta herhangi bir dış uyaran olmadan bir odada dinlenir. Hastanın sahip olduğu tek şey düşünceleridir. Günün çoğunu yatarak geçirir ve mümkün olduğunca onunla etkileşim kurmaktan kaçınan terapist tarafından düzenli olarak ziyaret edilir. Terapist bu aşamada hastaya sadece duygularının iniş çıkışlarını gözlemlemeye devam etmesini tavsiye eder. Hasta sıkılıp tekrar bir şeyler yapmak isteyince terapinin bir sonraki aşamasına hazır hale gelmiş demektir.

Işık ergoterapisi (beş ile yedi gün)

   Bu aşamada, hasta sessizlik içinde belli rutin işler yapar. Bunlardan biri düşünceleri ve hisleriyle ilgili günlük tutmaktır. Hasta içeri kapandığı haftadan sonra dışarı çıkar, doğada yürüyüş ve nefes egzersizleri yapar. Ayrıca bahçeyle ilgilenir veya resim çizme ya da boyama gibi çeşitli basit etkinliklerde bulunur. Bu aşamada hastanın terapisti dışında biriyle konuşması hala yasaktır.

Ergoterapi (beş ile yedi gün)

   Bu aşamada hastanın fiziksel hareket gerektiren işler yapması gerekir. Terapist, Morita hastalarına odun kesmeyi, dağlara götürmeyi tercih edebilir. Hasta, fiziksel etkinliklere ek olarak yazı yazma, boyama veya seramik yapma gibi diğer etkinliklere de dahil edilir. Hasta bu aşamada diğer kişilerle sadece uğraştığı görevlerle ilgili konuşabilir.

Sosyal yaşama ve ‘gerçek’ dünyaya’ geri dönme

   Hasta bu aşamada hastaneden ayrılır ve sosyal yaşama yeniden kazandırılır. Ama tedavi süresince geliştirilen uğraşlarıyla ilgili meditasyon uygulamaları ve ergoterapiye devam edilir. Hedef, bir amaç duygusuyla, sosyal ya da duygusal baskılarla kontrol edilmeden yeni bir kişi olarak topluma tekrar geri dönmektir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *