İntihar Gerçeği Rakamlar, Nedenler, Yanlış İnanışlar
Dünya
- Dünyada her yıl 1 milyon kişi intihar ederek yaşamına son veriyor.
- Ortalamada, her 40 saniyede bir kişi dünyanın herhangi bir yerinde kendi yaşamına son veriyor.
- İntihar, dünyadaki ölümlerin %1,8’ini oluşturuyor.
- Son 45 yılda global intihar oranı %60 oranında arttı.
Türkiye (2015)
- 2015 yılında ölümle sonuçlanan intihar sayısı: 3 bin 211
- 2015 yılında yaklaşık 24 bin kişiden biri intihar ederek yaşamını kaybetti.
- İntihar edenlerin %73’ünü erkekler, %27’sini kadınlar oluşturuyor.
- İntihar edenlerin %34’ü 15-29 yaş aralığında
- İntihar eden erkeklerin %33’ü, kadınların ise %46’sı 30 yaşından küçüktü.
- İntihar eden kişilerin % 50’si evliydi.
- İntihar edenlerin %24’ü ilkokul mezunu, %12’si üniversite mezunuydu.
En Yaygın İntihar Nedenleri
Aşağıda en yaygın 10 intihar nedenini sıraladık. Ancak unutulmamlı ki intihar, aniden ortaya çıkan bir olgu değil, bir sürecin sonucudur. Ve bu sonuç “kaçınılmaz” değildir. Bilakis, uygun tanı, teşhis ve tedavi ile intihara sürükleyebilecek dinamikler belirlenerek önlenebilir. Kendinizin veya bir yakınınızın aşağıdaki (veya benzer) durumlardan birini yaşadığını düşünüyorsanız, lütfen tıbbi destek aramakta tereddüt etmeyin. Uzman hekimler ve psikologlar bu alanda eğitimli, bilgili ve tecrübeli kişilerdir.
1- Psikiyatrik Bozukluklar
İstatistiklere göre, intihar eden veya teşebbüsünde bulunanların %90’ında psikiyatrik bozukluk vardır ancak bunların yarısına tanı konulmamıştır, büyük bir kısmında da tedavi ihmal edilmiştir.
- Depresyon (Özellikle majör depresyon dünya çapında bir numaralı intihar tetikleyicisi)
- Bipolar bozukluk
- Anksiyete (Kaygı)
- Şizofreni
Doğum sonrası depresyon yaşayan bir annenin, tedavisinden sonra anlattıkları, depresyonun -hele ki tedavi edilebilir bir hastalıkken- asla şansa bırakılmaması gerektiğini gösteriyor:
“2 ay boyunca anksiyete ataklarıyla boğuştuktan sonra, öylesine üzgündüm ki… Ancak ne ağlayabiliyor, ne de kimseyle konuşabiliyordum. Kontrolümü kaybettiğimi düşündüm ve her şeyi sona erdirmek istedim. Yeni bebeğimin, diğer çocuklarımın ve eşimin bensiz daha iyi olacaklarını düşündüm. Aslında ölmek istemedim, ama o şekilde bir hayatı yaşamak da istemedim. Yardım için çırpınıyordum. Hastaneye yatmak istedim. Şu noktada kadınların, tedavisi mümkün olan bir hastalıkta nasıl hayatlarını kaybettiklerini iliklerime kadar anlıyorum.”
2- Travmatik Olaylar
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (Fiziksel ve cinsel şiddet, savaş, katliam, sevilen bir yakının kaybı vb. Aslında bu da psikiyatrik bozukluklar kapsamındadır.)
3- Akran zorbalığı
Kişinin, özgüveninin oluşması gereken yıllarda görüntüsü, zekası veya sosyal statüsü sebebiyle uğradığı zorbalık sonucu bireyler kendilerini değersiz ve umutsuz hissedebilirler. Bu durum bireyin çevresi tarafından fark edilmemesi halinde, intiharla sonuçlanabilir.
4- Kişilik Bozuklukları
Çekingen Kişilik Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu, Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu, Bağımlı Kişilik Bozukluğu gibi yine psikiyatrinin alanına giren bu bozuklukların yarattığı koşullar da bireyi intihara sürükleyebilir.
5- Madde Bağımlılığı
Alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı bireyleri depresyona yatkın hale getirir. Kısa vadede bir kaçış gibi gözükse de, uzun vadede beynin işlevsel ve kimyasal yapısını bozan bağımlılıklar, bireyde intihar düşünceleri oluşturabilir.
6- Yeme Bozuklukları
Yeme bozuklukları genellikle bilinçaltında yatan başka konularla -şiddet, ağır duygular, iletişim problemleri veya kişilik krizleri- başa çıkma yöntemi olarak ortaya çıkar.
7- İşsizlik
İşsizlik beraberinde umutsuzluk, gayesizlik, stres gibi unsurları da getirir ve intiharın bir numaralı sebebi olan depresyona davetiye çıkarır.
8- Sosyal İzolasyon / Yalnızlık
Sosyalleşme ve iletişim insanın en temel ihtiyaçlarındandır. Herhangi bir sebeple toplumdan izole olan ve yalnızlaşan bireylerde psikiyatrik bozukluklar tetiklenebilir. Kişi, intiharı bir çözüm olarak düşünmeye başlayabilir.
9- İlişki problemleri
İlişkilerde yaşanan problemler bireyde panik, suçluluk, anksiyete, değersizlik, çaresizlik gibi yoğun duygular yaratıp depresyona sürükleyebilir.
10- Genetik / Aile Geçmişi
Aile geçmişinde intihar vakası bulunan bireylerin intihara daha meyilli olduğu çeşitli araştırmalarda ortaya konmuştur. Evet, intihar aynı zamanda genetik bir toplumsal sorundur.
Mitler & Gerçekler
Mit:İntihardan bahseden insanlar sadece dikkat çekmeye çalışıyorlardır.
Gerçek:İntiharla yaşamını kaybedenlerin çoğunluğu, öncesinde intihar fikrinden bahsetmiştir. İntihar düşüncesi her zaman ciddiye alınmalı ve tıbbi destek aranmalıdır.
Mit:Birinin intihar edeceğini anlamak mümkün değildir.
Gerçek:Hemen hemen her zaman, önceden uyarıcı işaretler vardır. Ancak bireyin yakın çevresinin bu işaretler konusunda bilinçli olması gerekir.
Mit:Birisi intiharı kafaya koymuşsa, onu vazgeçirmek mümkün değildir.
Gerçek:İntihar, önlenebilir. İntihar eden pek çok kişi aslında ölmek istediği için değil, acılarını sona erdirmek için intihar eder.
Mit:Bir kez intihar edip kurtulanlar, bir daha intihar teşebbüsünde bulunmaz.
Gerçek:Hayır, intihardan sağ kurtulanlar tedavi edilmezler ise genellikle tekrar intihar girişiminde bulunurlar.
Mit:İntihar teşebbüsünde bulunanlar delidir / zayıftır.
Gerçek:Hayır, hayır, hayır. Muhtemelen acı çekiyorlardır ve muhtemelen beyin kimyasallarında bir dengesizlik vardır. Bu da herkesin intihar teşebbüsü riski altında olduğunu gösterir çünkü beyninizde ne olup biteceğine siz karar veremezsiniz.
Mit:Bir kez intiharı düşünen, hep düşünür.
Gerçek:İntihar düşüncesi yaşamın/hastalığın belirli evrelerinde ortaya çıkar. Ancak sonradan tekrar ortaya çıkabilir.
Mit:İntihar edenler, yardım aramamış kişilerdir.
Gerçek:İntihar edenlerin büyük çoğunluğu yardım ve destek aramış kişilerdir. Ancak ya yardım bulamamışlardır veya yeterli destek görmemişlerdir.