KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA)
Keneler tarafından taşınan Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, ülkemizde ilk olarak 2002-2003 yıllarında tanılanmış, günümüze kadar binlerce insanda görülmüş, yüzlerce insanın ölümüne neden olmuştur. Kenenin insanlara tutunması ve kan emmesi ile bulaşan hastalık, kenelerin çıplak elle ezilmesi, virüsünü taşıyan hayvanların kan, doku ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi, hasta kişilerin kan ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ile bulaşmaktadır.
ERKEN TANI VE TEDAVİ HAYATİ ÖNEM TAŞIMAKTADIR
Hastalık virüsün alınma şekline bağlı olarak 1-14 gün sürebilen kuluçka döneminden sonra belirti vermeye başlar. Kuluçka süresi kene tutunması ile bulaşta genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün, enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir.
Hastalığın bulaşmasından Hyalomma soyuna ait keneler daha fazla sorumlu iken, 30 kene türünün bu hastalığı bulaştırabileceği bildirilmektedir. Türkiye’de görülen vakalarda ölüm yüzdesi %5 civarında belirlenmiştir.
Hastalığın görüldüğü bölgelerde yaşayan tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçiler, kasaplar, veterinerler, askerler, korunmasız bir şekilde piknik veya kamp yapan bireyler, sağlık personelleri, laboratuvar çalışanları ve hasta yakınları risk altındadır.
Hastalığın kesin tanısı serum örneğinde PCR ile viral RNA’nın ya da ELISA ile spesifik IgM antikorlarının gösterilmesi ile konulur.
BELİRTİLER
Hastalığın belirtileri 1 ila 14 gün arasında başlar;
- Ateş,
- Halsizlik,
- Üşüme, titreme,
- Yaygın kas ağrıları,
- Baş ağrısı,
- Bulantı-kusma,
- İshal,
- Yüzde ve gözlerde kızarıklık,
- Deri döküntüsü gibi şikâyetlerle kendini gösterir.
Hastalığın ilerleyen dönemlerinde cilt kanaması, diş eti kanaması, burun kanaması, mide-barsak kanaması, akciğer ve beyin kanamaları görülebilir.
KORUNMA YOLLARI
Keneler, çeşitli boylarda olabilen, küçük, oval , 6-8 bacaklı canlılardır. Uçamazlar, sıçramayamazlar.Yerden yürüyerek vücuda tırmanırlar.
Tarla, bağ, bahçe ve piknik alanları kene yönünden riskli bölgelerdir. Bu bölgelerde kenelerin vücuda girmesini engelleyen ,vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı, mümkünse çizme giyilmelidir. Keneler küçük canlılar olduklarından kişinin üzerine tırmandıklarında rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin veya çocuklarının vücudunu ve giysileriniz ısırık ve kene yönünden kontrol etmelidir. (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil)
Şüpheli durumlarda ise derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Kene ısırmasından sonra yukarıdaki belirtiler ve vücudunuzun herhangi bir bölgesinde felç bulguları ortaya çıkarsa derhal ambulans çağırmak suretiyle acil yardım almanız gerekmektedir.
Kene çıplak elle çıkarılmaya çalışılmamalı, patlatılıp koparılmamalıdır. Uygun yöntem ile çıkarılması için en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması daha sağlıklıdır. Kenenin vücuttan erken çıkarılması k-hastalık riskiş açısından oldukça önemlidir. Kene eldiven giyilerek, mümkün olduğunca derinden ve kenenin ağzına en yakın noktadan yakalanarak, özellikle kafa ve ağız parçaları olmak üzere hiç kalıntı bırakmadan çıkarılır. Bunun için temiz ince uçlu bir cımbız veya forseps kullanılır. İşlem sonrası ise eller yıkanarak dezenfekte edilir. Çıkarılan kene güvenli bir şekilde cam kavanoza alınmalı, sağlık kuruluşuna bu şekilde başvurulmalıdır.
Keneyi çıkarmak için vazelin ve benzeri kremler, nane yağı sıcak kibrit vb maddeler sürülmemelidir.
Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas etmemeye özen gösterilmeli, hasta kişilerle temasta eldiven, önlük, maske kullanılmalı, hasta kişilerle temastan sonraki 1-14 gün içinde halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler görülmesi durumunda derhal sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Unutmayın Kırım Kongo Kanamalı ateşi ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır.