Sosyal Fobi: Sosyal Anksiyete Bozukluğu
Sosyal fobi, bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği, gözlem altına alınmaktan korkabileceği gibi durumlar sebebiyle ortaya çıkan yoğun anksiyete, korku, utanç gibi duyguların tetiklediği bir anksiyete bozukluğudur.
Sosyal fobide şiddetli stres ve gerginlik mevcuttur. Öyle ki, sosyal anlamda örneğin; yeni biriyle tanışmak, sınava girmek, topluluk önünde konuşma yapmak hatta telefonla görüşmek bireyde stresin oluşmasına sebep olabilir. Bu normal bir durumdur ancak sosyal fobide yaşanılan stres ve gerginlik bireyin olaylardan hayatını bozabilecek derecede kaçınmasına yol açar. Şiddetli stres bireyin günlük rutinini, işini, okulunu veya diğer aktivitelerini etkileyebilir. Bu davranışların sebebi, başkalarının kendileriyle ilgili olarak anksiyeteli, zayıf, yetersiz ya da aptal gibi olumsuz yargılarda bulunacaklarını düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.
Sosyal fobi, diğer fobilerden daha çok sorunlara yol açma ve normal aktiviteleri daha çok engelleme eğilimindedir. Sosyal fobisi olan kişiler genellikle değerlendirilebilecekleri durumlardan kaçınma davranışı sergilerler. Anksiyete belirtileri göstererek utangaç bir tutum sergilerler. Topluluk karşısında konuşmak, yeni insanlarla tanışmak ve otorite figürü olan insanlarla muhatap olmak en yaygın korkuları arasındadır.
Sosyal fobinin iki farklı tipi bulunmaktadır. Bunlardan ilki yaygın tip, yaşanılan korku ve kaygıların birçok durumda kendini göstermesini ifade etmektedir. İkinci olarak yaygın olmayan tip ise korku ve kaygıların sadece bazı durumlarda kendini göstermesini ifade etmektedir.
Sosyal fobinin toplumda görülme yaşı erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlamaktadır (10-17 yaş). Fakat yapılan araştırmalarda özellikle sosyal fobi alt tipine göre görülme yaşının daha erken yaşlarda da olabileceği saptanmıştır. Bunun yanı sıra maddi durumu ve sosyal konumu yetersiz, hiç evlenmemiş, işsiz ve eğitim düzeyi düşük olanlarda daha sık görülmekle birlikte, hastalığın erken dönemlerinde toplum içine yeterince çıkmama de risk etmenleri arasındadır. Ayrıca ebeveyn tutumu, çocuk yetiştirilme tarzı, ailenin sosyal çevresi de önem arz etmektedir. Çocukluk çağından itibaren aşırı çekingen olan kişilerde, gelecekte sosyal fobi gelişme riski daha yüksektir.
Sosyal Fobinin Belirtileri
Psikolojik belirtiler
- Dikkatin dağılması
- Tarafsız düşünememe
- Kontrolü kaybedeceğine yönelik duygu
- Negatif değerlendirilme korkusu
- Düşünceyi kontrol edememe
- Sosyal ortamlardan kaçınmak vb.
Fiziksel belirtiler
- Kalp çarpıntısı veya göğüs sıkışması
- Ses titremesi
- Hızlı solunum, nefes almada zorluk
- Terleme veya sıcak basması
- Mide bulantısı, mide sorunları
- Ağız kuruluğu
- Titreme
- Kas gerilmesi
- Yüz kızarması
- Baş dönmesi, bayılma hissi
- Nemli eller
- Tik, seyirme
- Şiddetli baş ağrıları vb.
Duygusal belirtiler
- Yüksek düzeyde korku
- Kaygı
- Sinirlilik
- Endişe
- Şüphe
- Negatif duygusal döngüler vb.
Yukarıda sayılan belirtiler esnasında bireyin aklından geçen düşünceler “güçsüzüm, yetersizim, çirkinim, beğenilmiyorum, sevilmeye layık değilim, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, kaygılı olduğumu belli etmemeliyim, rahat davranmalıyım, kusursuz görünmeliyim, herkesin beğenisini kazanmalıyım” şeklindedir. Bu düşünceler sonrasında oluşan kaçınma belirtileri ise korkulan ortama girmeme, korkulan ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, ilgisiz şeyler düşünme şeklinde olabilir.
Sosyal fobide görülen bir başka önemli belirti ise çeşitli sosyal alanlardan kaçınmadır. Sosyal fobisi olan bireyler başkalarının önünde yemek, flört, göz teması kurmak, işe veya okula gitmek, konuşmaları başlatmak, partilere veya sosyal toplantılara katılmak, tanıdık olmayan insanlarla veya yabancılarla iletişim kurmak, umumi tuvalet kullanmak gibi günlük deneyimlerden her durumda kaçınma eğilimi gösterebilirler.
Sosyal Fobi Belirtilerini Tetikleyen Durumlar (Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’ne göre)
- Toplum içinde telefonla görüşme
- Küçük bir grup etkinliğinde yer alma
- Toplum içinde yemek yeme
- Toplum içinde bir şeyler içme
- Yetkili biri ile konuşma
- Dinleyiciler önünde konuşma, rol yapma
- Partiye/eğlenceye gitme
- Başkaları tarafından izlenirken çalışma
- Başkaları tarafından izlenirken yazma
- Çok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşme
- Çok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşma
- Yabancılarla karşılaşma
- Genel tuvaletleri kullanma
- Birilerinin oturduğu odaya girme
- İlgi odağı olma
- Bir toplantıda hazırlıksız konuşma yapma
- Yetenek, yeti veya bilgi testine tabi tutulma
- İyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme
- Çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakma
- Önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunma
- Romantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışma
- Alınan bir malı parasını geri almak üzere iade etme
- Parti/davet verme
- Israrlı bir satıcıya karşı koyma
Sosyal Fobinin Nedenleri
Sosyal fobinin nedenleri biyolojik ve çevresel faktörlerin bileşiminden kaynaklanmaktadır. Sosyal fobi, biyolojik olarak kan bağı ile bağlı aile bireylerinde görülme eğilimi göstermektedir. Buna ek olarak beyindeki birtakım kimyasal ve elektriksel bozuklukların özellikle serotonin adı verilen kimyasal maddenin Sosyal fobililerin beynindeki oranının normalden az olduğu veya iletimde aksaklıklar bulunduğu nedenler arasında söylenebilir. Ayrıca beyinde amigdala adı verilen bir yapının, korku tepkisini kontrol etmede rol oynadığı söylenmektedir. Bu sebeple aşırı aktif bir amigdalası olan bireyler, sosyal durumlarda artan anksiyeteye neden olan yüksek ve yoğun bir korku tepkisine sahip olabilirler.
Sosyal fobi bazı bireylerde rahatsız edici veya utanç verici sosyal durumlardan sonra da gelişebilir. Buna ek olarak, sosyal fobinin üzerinde çocuk yetiştirme biçiminin de önemli etkisi olduğu bilinmektedir. Çocuklarını daha yoğun kontrol altında tutan veya aşırı korumacı olan ebeveynlerin çocuklarının sosyal fobi geliştirmesi yüksek bir ihtimaldir ve ebeveyn tutumlarının etkisiyle yakından ilişkilidir.
Bunun yanı sıra aile içi çatışma ortamı, travma veya istismar gibi diğer olumsuz olaylar da sosyal fobi ile ilişkilendirilebilir. Özellikle çocukların, yeni durumlarla veya bireylerle karşılaştıklarında utangaç, çekingen, içine kapanık veya ölçülü davranış sergileyen mizaca sahip olmaları onların daha büyük risk altında olduğunu düşündürmektedir.
Sosyal Fobili Bireylerin Kişilik Özellikleri
- Genellikle içe dönük ve utangaçtırlar.
- Az ve kısık sesle konuşurlar.
- Başkalarıyla göz teması kurmaktan kaçınırlar.
- Kendilerine bir şey sorulmadıkça konuşmazlar.
- Dikkatlerin kendi üzerinde toplanmasından hoşlanmazlar.
- Düşüncelerini ve hislerini net bir şekilde ifade edemezler.
- Başkaları tarafından yanlış anlaşılmaktan korktuklarından dolayı yoğun derecede kaygı yaşarlar.
- Aktif bir sosyal yaşamları yoktur.
- Bireyin sosyal ortamlara girmesi ile beraber sosyal fobi de başlamaktadır.
Sosyal Fobi Tedavi Süreci
Sosyal fobinin tedavi sürecinde ilaç tedavisinden ve psikoterapiden faydalanılır. Hastanın durumuna göre bazen sadece psikoterapi, bazen ilaç tedavisi uygulansa ikisinin birlikte uygulandığı da görülmektedir. İlaç tedavisinde özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar seçilir. Tedavinin ilk sürecinde hafif bulantı, baş ağrısı, uyku bozukluğu, midede huzursuzluk gibi geçici yan etkiler oluşabileceği, zamanla bu belirtilere vücudun alışabileceği hastaya bildirilmelidir. Bu ilaçlar bağımlılık yapmamakta, kalıcı hasar veren yan etkileri olmamaktadır. İlaç etkisinin ortaya çıkması için 2-3 hafta kadar beklemek gerekmektedir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmelidir. Tedavi süresi, ortalama 9-12 aydır.
Sosyal fobi belirtileri için kullanılan başka ilaç türleri de mevcuttur. Buna sosyal fobiye iyi gelebilecek en az yan etkiye sahip antidepresan örnek verilebilir. Bazı anti-anksiyete ilaçları bireyin kaygı seviyesini azaltabilmektedir. Bu ilaçlar çoğunlukla hızlı etki gösterseler bile bağımlılığa ve uyuşukluğa yol açabilmektedirler. Bu sebeple sadece kısa süreli reçete şeklinde verilmelidir.
Beta blokerleri, adrenalinin uyarıcı etkisini bloke ederek çalışmaktadır. Bu sayede kalp atış hızı ile tansiyonu kontrol edip seste veya uzuvlarda titremeyi azaltabilmektedir. Bu sebeple, sosyal fobi belirtileri gösteren kişide belirli bir duruma ilişkin semptomları kontrol etmek üzere seyrek olarak kullanıldıklarında en iyi sonucu vermektedirler. Ancak sosyal fobinin genel tedavisi için tavsiye edilmemektedir.
Sosyal fobide psikoterapi, çoğu sosyal fobi vakasında görülen semptomlarda iyileşmeye yol açmaktadır. Terapi sürecinde birey, kendisiyle ilgili olumsuz düşünceleri nasıl tanıyacağını ve değiştireceğini öğrenmektedir. Sosyal durumlarda güven kazanmasına yardımcı olacak beceriler geliştirmektedir.
Sosyal fobide en sık uygulanan terapi şekilleri Bilişsel ve Davranışçı Terapilerdir. Bilişsel terapide, kaygı duyguları ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama, bunlara karşı başa çıkma stratejileri geliştirme gibi aşamalar vardır. Davranışsal terapide ise model olma, yakınmaların üstüne gitme, belirtileri daha net algılayabilmesi için rol oynama, gevşeme eğitimi, sosyal beceri eğitimi gibi her hastada farklı uygulanabilecek yöntemler vardır. Ayrıca aile ve grup terapisi şeklinde de uygulanabilmektedir.
Sosyal Fobinin Neden Olduğu Psikolojik Rahatsızlıklar
Sosyal fobiye sahip olan kişiler depresyona yatkın olmaktadır. Sosyal fobisi yüzünden kısıtlanan kişide kız ya da erkek arkadaş edinememek, evlenememek, işinde yükselememek, çevrenin olanaklarını kullanamamak, başarısız akademik hayat görülebilmektedir. Bu durum depresyona neden olmaktadır. Diğer sık görülen rahatsızlık ise yaşanan problemleri aşmak için alkole başvurma hali olabilmektedir. Bunun sonucunda da madde bağımlılığı durumu yaşanmaktadır. Sık tekrarlayan panik ataklar da sosyal fobi de görülür. Ayrıca intihar veya girişimleri, i̇zolasyon ve sosyal ilişki kurmada zorlanma, kendine güvensizlik, kendi kendine olumsuz havada konuşma ve zayıf sosyal beceriler gibi komplikasyonlara da yol açabilir.
Sosyal fobide kaygı bozukluğu birçok tanıyı içinde barındırmaktadır. Bunlardan bazıları; Ayrılma Kaygısı Bozukluğu, Özgül Fobi, Toplumsal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi), Panik Bozukluğu, Yaygın Kaygı Bozukluğu, Akut Gerginlik (Stres) Bozukluğu. Örselenme (Travma) ve Stresörle ilgili Bozukluklar; Tepkisel Bağlanma Bozukluğu, Hastalık Kaygısı Bozukluğu, Genelleşmiş kaygı bozukluğu, güne yayılan bir olumsuz beklenti içinde olunması durumudur. Çoğu zaman bu durumun nedeni de yoktur ama kişi sürekli olarak göğsünde bir baskı, bunaltı hissi, nefes alamama durumu, kaslarda gerginlik, ağız kuruması, ellerde, kollarda, yüzde uyuşmalar gibi bedensel şikâyetlerle seyreden bir durum yaşar. Bu durum daha çok kadınlarda görülmektedir.