Uzun Yaşamın Katili: Stres
Günümüzde insanlar yoğun bir tempoyla ve neredeyse sürekli bir rekabet halinde yaşamını sürdürmekteler. Bu heyecan kasırgasında stres, bedenin potansiyel tehlike veya problem olarak algıladığı bilgiye verdiği doğal bir tepkidir.
Teorik olarak aslında bu faydalı bir tepki sayılır, düşmanca ortamlarda veya durumlarda hayatta kalmamızı sağlar. Stres sayesinde evrimin akışında karşılaştığımız zor durumlarla baş edebilmiş ve yırtıcılardan kaçabilmişizdir.
Stres Nasıl İşler?
Kafamızda çalan alarm sayesinde nöronlarımız, kortikotropini serbest bırakan hormonları üreten hipofiz bezini etkinleştirir. Dolayısıyla kortikotropin sinir sistemi vasıtasıyla bedende dolaşmaya başlar. Daha sonra böbreküstü bezi, adrenalin ve kortizol hormonunu serbest bırakmak üzere tetiklenir. Adrenalin solunum hızımızı ve nabzımızı yükseltir ve kaslarımızı eyleme hazırlar, bedeni algılanan tehlikeye tepki vermesi için hazırlar. Kortizol ise dopamin ve kan şekeri salınımını arttırır ki bu da bizi “şarj eder” ve zorluklarla yüzleşme fırsatı verir.
Aşırıya kaçmadığı takdirde bu işleyiş faydalıdır, günlük yaşamımızda karşılaştığımız zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olur. Yine de insanların günümüzde maruz kaldıkları stresin yıpratıcı ve zararlı olduğu kesindir.
Stres zamanla yıpratıcı bir etkiye sebebiyet verir. Daima acil durum, depresyona neden olabilecek bazı hormonların salınımını engelleyen belleğe bağlı nöronları etkiler. İkincil etkileri sinirlilik, uykusuzluk ve kaygı haliyle ortaya çıkan yüksek tansiyondur.
Zorluklar zihni ve bedeni aktif kılsa da bedenlerimizin erken yaşlanmasını önlemek ve psikolojik sağlamlığımızı koruyabilmek için yüksek stresli yaşam tarzımızı düzeltmekte fayda vardır.
Stresin Kaynakları Nelerdir?
Stres bir gerginlik hali ya da tehdit oluşturan ve değişme ya da uyum gerektiren herhangi bir çevresel istek ve beklentiyi ifade eder. Bu noktada strese sebep olan pek çok değişkenden bahsedilebilir.
Değişimler: Pek çok insan yaşamındaki düzeni sürdürmek için yoğun bir arzu duyar, değişikliğe yol açan herhangi bir olay veya durum stres yaratır.
Gündelik Problemler: Stresin büyük bir kısmı gündelik sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. Önemli olayların stres yaratıcı etkisi küçümsenemez, bu tür büyük olayları, stresin kökeninde yatan gündelik ufak çapta sıkıntıların tetiklediği aşikârdır.
Engellenme: Engellenme de strese yol açan faktörlerdendir. Birileri ya da bir şeyler amacımız ile bizim aramıza girdiğinde engellenmiş hissederiz. Engellemenin beş temel kaynağı; gecikmeler, kaynakların eksikliği, kayıplar, başarısızlık ve ayrımcılıktır. Engellemenin kaynağı olan bu beş durum stres oluşumuna etki etmektedir.
Çatışma: Yaşamdaki tüm sıkıntıların içinde belki de en yaygın olanı çatışmadır. Birbiriyle bağdaşmayan iki ya da daha fazla istek, fırsat, gereksinim ya da amaç ile karşılaştığımızda çatışma ortaya çıkar ve bu da bireyler için stres kaynağı sunar.
Bireyin Kendi Kendine Oluşturduğu Stres: Bazı insanlar, yaşamın normal stresi üstüne gereksiz bir biçimde eklenen, yenilgiye uğratıcı, akıl dışı inançları içselleştirerek kendilerini daha da fazla stres içine sokarlar. Kişinin bu şekilde kendisinin yarattığı stres dış güçlerden bağımsızdır. Bu aslında bireye en fazla zararı veren stres kaynaklarından biri olarak sayılabilir.
Bireysel Ayrılıklar: Belli bir durumu bazı insanlar stres yaratıcı olarak algılarken bazıları ise son derece soğukkanlılıkla karşılayabilmektedirler. Strese dirençli insanların psikolojik dayanıklılık olarak adlandırılan bir kişilik özelliğini paylaştıkları; bu özelliğe sahip olan insanların, zor durumları tehdit edici olmaktan çok bir fırsat olarak algılama eğilimi olduğu söylenmektedir. Olayların kendi kontrolleri altında olduğunu hisseden insanların, aynı durumda kendilerini güçsüz hissedenlere kıyasla strese karşı çok daha az duyarlı oldukları ortaya konmuştur.
Bunlara ek olarak bir yakının kaybedilmesi, boşanma, emeklilik, aileye yeni birinin katılması, hayati kararlar, önemli sınav ve görüşmeler, ekonomik durumdaki değişiklikler ya da işten çıkartılmak gibi faktörler de stres kaynağı olarak gösterilebilir.
Stresi Azaltmak İçin Farkındalık Yaratın
Algıladığımız tehditler gerçek olsun ya da olmasın, stres sadece endişeye neden olmakla kalmayıp aynı zamanda psikosomatik olan, sindirim sistemimizden cildimize kadar her şeyi etkileyebilen tanımlanması kolay bir durumdur. Bu nedenle de stresin bize verdiği zararlardan kaçınmak son derece önemlidir.
Stresi azaltmanın esas dayanağı benliğe odaklanmaktır. Alışkanlıkla koşullanmış olsalar bile tepkilerimizin tamamen bilincinde olmak için onları fark etmeliyiz. Bu şekilde, şimdi ve burada olan anla temas kurar, kontrolden çıkan düşüncelerimizi sınırlandırabiliriz. Geçirdiği bir hastalık yüzünden akut strese yakalandıktan sonra sertifikalı bir farkındalık eğitmeni olan Roberto Alcibar, “Bizi sonsuz döngüde yönlendiren otomatik pilotu devre dışı bırakmayı öğrenmeliyiz” der. Bu bağlamda aslında stresin bizi yönetmesine ve ele geçirmesine müsaade etmememiz gerektiği vurgulanmıştır.
Farkındalık durumuna ulaşmanın bir yolu da dış dünyadan bize ulaşan bilgiyi filtrelememize yardım eden meditasyondur. Ayrıca bu, solunum egzersizleri, yoga ve vücut taramaları yoluyla da elde edilebilir.
Stresi Azaltmada Kullanılacak Kolay Yöntemler
- Öncelikle stres kaynağınızı keşfedin.
- Sizi daha fazla hareket etmeye yönelten şeylerle meşgul olun.
- Nefes egzersizleri yapın.
- Sevdiğiniz ve yanında güvende hissettiğiniz kişilerle birlikte olun.
- Önünüzde sizi strese sokacak olaylar veya durumlar varsa gelecekle ilgili planlamalar yapın.
- Stres kaynağını hayatınızdan çıkarmaya veya engellemeye çalışın.
- Sağlıklı ve dengeli beslenin.
- Sevdiğiniz şeyler için vakit ayırın.
- Stresle başa çıkma konusunda ciddi sorunlar yaşıyorsanız bir uzmandan yardım alın.
- En önemlisi de stresin hayatınızın bir parçası olduğunu unutmayın. Ancak bunu lehinize çevirmek sizin ellerinizde…