Vitaminlerin Ruh Sağlığı Üzerinde Etkileri
Vitaminler sağlıklı büyüme ve gelişme, vücudun yaşamsal faaliyetlerini yerine getirebilmesi için gerekli organik bileşiklerdir. Vitamin kelimesi latince “vita” yaşam anlamına gelen sözcükten türemiştir. Vitaminler yağda çözünen vitaminler ve suda çözünen vitaminler olarak ikiye ayrılmaktadır.
A,D,E,K vitaminleri yağda, B,C vitaminleri ise suda çözünmektedir. Vitaminler vücutta sentezlenmezler ve dışarıdan besin yolu ile alınmaları gerekmektedir. Her bireyin vitamin gereksinimi farklıdır. Yaş, cinsiyet, gebelik, emzirme dönemi, vücut ağırlığı, mide bağırsak hastalıkları, kronik hastalıklar ve diğer hastalıklarda kişilerin vitamin gereksinimleri değişiklik göstermektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki ruhsal hastalıkların temelinde ve gelişiminde biyolojik faktörlerin rolü bulunmaktadır.
Demir eksiklikleri, hormonal düzensizlikler, mineral eksiklikleri gibi vitamin eksiklikleri de ruhsal hastalıkların oluşumuna önemli yere sahiptir. Sadece bir vitaminin eksikliğinden meydana gelen hastalığa “Avitaminoz” çoklu vitamin eksikliklerine ise “Polivitaminoz” adı verilmektedir. Vitaminlerin bilinçsiz ve gereğinden fazla alınması toksik etkilere neden olarak zehirlenme denilen tablonun ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Vitamin eksiklikleri yaşlılarda da sık görülmektedr. Kusma, ishal, sindirim bozuklukları, mide bağırsak ameliyatları, diş problemleri, karaciğer, pankreas ve böbrek hastalıkları, enfeksiyonlar, tiroid hormonu yetersizliği, diyette yetersiz vitamin alımı gibi faktörlerle oluşmaktadır. Ayrıca gebeliğe, emzirmeye ve çocukluk dönemine bağlı olarak vitamin eksiklikleri sık görülmektedir.
Ruhsa sağlığı için önemli vitaminlerin başında B grubu vitaminler, D3 vitamini, Folik asit, C vitamini, E vitamini gelmektedir.
B grubu vitaminler
B12 vitamini eksikliği toplumumuzda oldukça sık görülmektedir. Emilim bozukluklarına bağlı olarak, ağızdan yeterli miktarda alınsa bile yine de B12 vitamini eksikliği gelişebilmektedir. Bu nedenle vitamin düzeylerinin değerlendirilmesi, emilim bozukluklarının varlığında enjeksiyon yöntemi ile eksikliklerin giderilmesi, emilim bozukluklarının nedenlerinin belirlenerek tedavinin sağlanması önemlidir. B12 vitamini hem kan hem de sinir hücrelerinin yapımında kullanılmaktadır.
Eksikliği tüm psikiyatrik hastalıkların, şiddetlenmesi, tedaviden alınan faydanın azalması ve hastalıkların tekrar etmesine neden olabilmektedir. B12 vitamini eksikliğinde halsizlik, huzursuz bacak sendromu, isteksizlik, uyku hali, yorgun hissetme, dikkat ve konsantrasyon güçlükleri ve bellek sorunları, saç dökülmesi gibi bulgular görülebilmektedir. Özellikle yaşlılarda demans bulgularına neden olmaktadır. B12 vitamini eksikliğine bağlı depresif bozukluklar, kaygı bozuklukları gibi ruhsal hastalıklara neden olabilmekte iş ve sosyal yaşamı olumsuz yönde etkileyerek yaşam kalitesini bozmaktadır.
B1 vitamini Tiamin ilk keşfedilen vitamindir. Eksikliğinde Beriberi hastalığı gelişmektedir. B1 vitamini alkole fazlaca duyarlıdır. Bu nedenle alkol bağımlılığı olan hastalarda eksikliği sık görülmektedir. Depresyon, periferik sinir sistemi bozukluklarına bağlı uyuşukluk ve karıncalanmalara neden olurken alkol kullanan bireylerde ciddi nörolojik sorunlara yol açabilmektedir.
B6 vitamini eksikliği nadir görülmekle beraber psikiyatrik hastalıkların tedavisinde oldukça değerlidir. Eksikliği depresyon başta olmak üzere, epileptik nöbetler, kansızlık, cilt hastalıkları ve nörolojik bozukluklara neden olmaktadır. Eksikliği çoğunlukla alkol, doğum kontrol hapları ve aşırı protein alımına bağlı olarak gelişmektedir. Alkol bağımlılarının tedavilerinde mutlaka takviye edilmesi gereken B6 vitamini, nörotransmitter denilen nöronlar arasında veya bir nöron ile başka bir (tür) hücre arasında iletişimi sağlayan kimyasal maddelerin yapımında kullanılmaktadır.
Folik asit
Folik asit eksikliği tıpkı B12 vitamini eksikliği gibi ciddi sorunlara yol açabilmekte ancak emilim süreci B12 vitamini kadar hassas olmadığından eksikliği daha çabuk tedavi edilebilen bir vitamindir. Folik asit eksikliği gebelikte ciddi anomalilere neden olabilmektedir. Epileptik nöbetler, depresyon, dikkat ve bellek sorunları, duygu durum bozuklukları, şiddete yatkınlık, deliryum ve demans ve hatta psikotik rahatsızlıklara neden olabilmektedir.
D vitamini
D vitamini eksikliği ülkemizde oldukça yaygındır. D vitamini güneş ışınları ile sentezlenen bir bir vitamindir. Güneş ışığından alınabildiği gibi takviye olarak veya dışarıdan besinler yoluyla da alınabilmektedir. D vitamini eksikliğinin ruh sağlığı üzerine olumsuz etkileri oldukça fazladır. Yapılan araştırmalar D vitaminin sadece iskelet istemi için değil, bağışıklık sistemi için de ne kadar değerli olduğunu göstermektedir. D vitamini eksikliğinin Ms, diyabet, şizofreni ve depresyona zemin hazırladığı yönünde çalışmalar mevuttur.
D vitamini eksikliği kapalı ortamlarda çalışan, güneş ışığının yeterli olmadığı bölgelerde yaşayan, alkol bağımlılığı bulunan, bağırsak emilimi bozuk olan, yetersiz beslenen, uzun süreli strese maruz kalan, karaciğer ve bağırsak hastalığı veya kronik hastalığı bulunan kişilerde, yaşlılarda, gebelerde ve çocuklarda yaygın olarak görülmektedir. D vitamini eksikliği kas ve kemik ağrıları, kaslarda güçsüzlük, halsizlik, isteksizlik, dikkat ve konsantrasyon güçlükleri, aşırı terleme gibi bulgularla belirti vermektedir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar depresyon dışında Alzheimer ve Otizm ile D vitamini eksikliğinin ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.
C ve E vitamini
Temel antioksidanlardandır. Dopamin ve noradrenalin yapımında görev alan c vitamini eksikliğinde duygu durumda dalgalanmalar görülmektedir. Kronik stres ile beraber vücudun c vitamini ihtiyacı artmaktadır. Depresyon benzeri bulgulara neden olabilmektedir.
E vitamini de güçlü bir antioksidan olmakla beraber sonzamanlarda yapılan araştırmalarda şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçların uzun dönem yan etkilerinin giderilmesinde E vitamininin etkili olduğunu göstermektedir. Cinsel fonksiyonların düzenlenmesinde rolü bulunan c vitamini alkol bağımlılığı tedavisinde, karaciğer hasarının tedavisinde kullanılmaktadır.
Vitaminler dışında emilim bozukluklarını düzenleyen probiyotiklerin önemine dair birçok çalışma mevcuttur. Çinko, sodyum ve magnezyum gibi bileşenlerin de psikiyatrik hastalıkların oluşmasında ve tedavisinde rolü oldukça büyüktür. Probiyotikler, çinko, sodyum ve magnezyum eksikliği ile ilgili yazımıza siteden ulaşabilirsiniz.
Ruh ve beden sağlığı bir bütündür. Bazen sadece eksikliklerin yerine konulması ile ılımlı depresyon, kaygı bozuklukları gibi hastalıkların bulguları giderilebilmektedir. Vitaminler gelişigüzel kullanılmamalıdır. Özellikle D vitamini ve A vitamini toksik etkilere neden olabileceğinden tedavi öncesi kandaki düzeyleri kontrol edilmelidir. Son zamanlarda D vitaminine dair araştırmalar artmış ve kişiler D vitamini eksikliği konusunda daha fazla bilgi sahibi olmuştur. Ancak bilinçsiz D vitamini kullanımına bağlı zehirlenme vakalarında da artış görülmektedir. Bu nedenle hangi vitamin takviyesi olursa olsun öncelikli olarak gerekli tetkikler yapılarak doktor kontrolünde yaş ve sağlık durumunuza göre tedavinin planlanması daha sağlıklı sonuçlar almanızı sağlayacaktır.